Sen puslu gözlerimden iki damla akan yaş,
Sen elimi sımsıcak saran pamuk eldiven.
Sen yenilmekten bıkıp usanmadığım savaş,
Sen çıkıp çıkıp da hiç inmediğim merdiven.
Sen her gece sonunda hayallediğim şafak,
Sen tüm yanlışlarımın bilinmeyen doğrusu.
Sen köhne düşünceme vurulan özgür yasak,
Sen sisli gözlerimin içindeki durgun su…
Sen gönül ormanımda filiz veren düşünce.
Sen boğazıma kadar gömüldüğüm keşmekeş.
Sen asla dudağımdan düşürmediğim hece.
Sen dünyamı ısıtan; geceme doğan güneş
Sen yüzümde beliren bir tebessüm, bir gülüş,
Sen ancak tesadüfte bana böylesi cömert,
Sen dalarak seyrine, uyanamadığım düş;
Sen şu yalan dünyada, garip gönlümdeki dert
Sen soğuk kış gününde içimdeki titreyiş,
Sen ilkyaz sıcağında ruhuma esen meltem.
Sen her yere yazmaktan usanmadığım deyiş,
Sen akıl merkezimde dönüp duran ikilem...