Şimdi sana su/suyorum
Şimdi sana sus/uyorum
Şimdi sana susu/yorum
Hem de hiç sus/madan
Hem de hiç susa/madan..
Seni özlemek... Uzun bakışlar birikmişken gittiğin yolda. Adını sayıklayıp bir kez daha vurulmak yokluğunla. Seni görme ihtimallerimi de götürdün.
Hala aynı yere bakıyorum.
Göremedin baharın gelişini. Oysa en çok bu mevsimde güzel olurdu buralar.
Adın en çok şimdi yakışırdı sokaklara.
Ne güzel günlerdi varlığınla uyanmak, bilmek seni ve hala aynı havayı solumak.
Gözlerine inip dinlenmek.
Seyre dalmak.
Bilmediğim bir dünyada evet 'var' demek.
Ne güzeldin sen.
Ne koca bir sebeptin.
Ama gittin.
Bir gidiş daha azaltıp ömrümü ve bir gidiş daha azalıp.
Gittin...
Ellerinin hala çok güzel olduğunu biliyorum.
Kalsaydın.
'kal' olsaydı adın. Ya da gelsen. Peşinden yürüyüp gelse sebeplerim de. Sonra adımlarım bile anlam bulsa. Gözlerinden sürgünlüğüm bitse. Gelişin ölümüm olsa da, ölümün yeniden doğmak olduğunu bilen en güzel yanımla doğsam sana.
Ama….
g…
i……..
t.........
t...........
i……..
n……
Söyleyeceklerim vardı daha..
Toplasan üç tane bile olmayan ayak sesi kalmıştı/n kulaklarımda.
Yüreği kırgın bir hikaye bu..
Ve ben üstüne şehirler kurmuştum düşlerimin.
Seni sevmelerimin.
Düştü düşlerimde ama, düşüp battı bu sevginin yüreğine, en gülcü yerine…
Eyvallahsız bir gidiş olarak kaldın sol yanımda, taze bir yara.
Ve ben o gidişle çizdim varlığının üstünü.
Söylediklerimden vuruldum, bir de söyleyemediklerimden..
Birikiyorum sana.. birikiyorum her şeklimle..
Tut yüreğini ama, bahar geliyor.
Gözlerini yollara yatır, yürek oynar ya bütün rolleri o yüzden su ver yüreğine..
Baharı bekle..
Gelecek, geliyor da gözleri, yüreği açık bir şekilde..
Bekle!
Elif Yılmaz