Hayatdan alintilar, ama gercekci....
Annem "Kız arkadaşlarını unutma"
diye tavsiyede bulunmuştu..
"Yaşın ilerledikçe senin için daha önemli
olacaklar,
kocanı-çocuklarını ne kadar çok
seversen sev, yine de kız
arkadaşlarına
ihtiyaç duyacaksın..
Onlarla bir yerlere gitmeyi ihmal etme..
Onlara vakit ayır ve kız
arkadaşlarını daima hatırla..
Onlar sadece arkadaşların değil..Senin
kardeşlerin, kızların..."demişti..
"Ne kadar komik bir öğüt... Daha yeni evlenmedim
mi ? Artık ben evli bir
kadınım.
Kız arkadaşlarına ihtiyaç duyan bir
genç kız değilim ki.
Bundan sonra kocama hayatımı
adamak,yapacağım tek şey olacak" diye
düşünmüştüm..
Ama yıllar geçtikçe, çocuk olsa da ya da
olmadıkça,kocalardan
boşandıkça, sevgililerin biri gidip
diğeri geldikçe
annemin dediklerinin ne anlama geldiğini çok iyi
anladım..
Zaman geçiyor.. Hayat akıyor.. Mesafe
ayırıyor.. Aşk büyüyor..
Sonra azalıyor.. Kalpler
kırılıyor.. Kocalar evde bir yerde
duruyor.. Veya
evlilikler mahkemede son buluyor..
Sevgililer değişip duruyor..Erkekler
Arayacaklarını söyleyip, aramıyor..
Eşler geliyor ve gidiyor..Ebeveynler ölüp
gidiyor.. Komşular değişiyor..
Ama kız arkadaşlar hep oradalar...
Siz onları bırakmadığınız sürece..
Geçen yıllar ve arada kaç km. mesafe
olduğu hiç önemli değil..
Bir kız arkadaş hiçbir zaman ona ihtiyaç
duyduğumuzdan daha uzak değil..
Hayatınız içinde, öyle ya da
böyle,yakın ya da uzak..